Müziğin Milenyumdaki Dehası: Bonobo – North Borders

6025_10201093839047540_1686217437_nÇok değil 12 yıl geriye gidersek bizlerin kolaylıkla hatırlayabildiği ve senin de az çok fikir bilgi sahibi olduğunu düşündüğüm biri var prenses. Kimileri ona müziğin dehası, kimileri “hey dj”, kimileri Barakas, kimileriyse Mr. Downtempo diyor. Ben mi? Hiç düşünmeden yeni milenyumun müzik dehası diyorum.

Şöyle ki;
2001’de Animal Magic ismini verdiği debut albümü ile şöyle bir alttan üstten bizi serinleterek olaya giriş yapan pek sevgili Simon Green (Bonobo) 2003 yılını bekliyormuş meğerse ki Animal Magic albümünde her biri ayrıca bir başyapıt sayılır türde olan “downtempo-chill” şarkılarıyla ve çektiği klip ile adından hızla ve büyüleyici bir şekilde bahsettirdi. Aslına bakarsan bunu hepimizden önce gören Ninja Tune Records (ki kendileri çok taktir ettiğimiz bir müzik şirketidir) hemen oracıkta yaptı anlaşmayı. Sonrasında aralıksız hemen her sene gelen yep yeni EP’ler ve peşi sıra albümler derken Black Sands isimli albüm ile 2010 yılında kendini, müziğini, dehasını ve başarısını kanıtladı Simon Green.

Net bir şekilde yakaladığı bu ekstra başarıyı 2010 ve 2011 yılı boyunca sürdürdüğü dünya turnesinde 12 kişilik dev orkestra ekibiyle birlikte perçinledi desek yanlış olmaz. Ülkemizi de bu kapsamda önce 2010 yılında Chill Out Festival ile ardından Santral İstanbul etkinliği ile 2011’de tekrardan ziyaret etmeyi de ihmal etmedi. Hatta öyle ki son konserinde bir hayranına, “Son konserimde yine sen vardın, yine aynı yerden beni izliyor ve dinliyordun” bile dediğine şahit olduk Simon Green’in. Biz şaşırmıştık ama O da şaşırmıştı.

Tur boyunca orkestra ekibinde yer alan ve Black Sands albümünde şarkılarına eşlik eden Andreya Triana’da yeterince göz doldurmuştu ve büyülemişti. Bir sonraki yıl Andreya Triana kendi solo albümünü çıkarttı. Nasıl mı? Tahmin edersin ki prenses Ninja Tune ve Simon Green doğru bir karar verip sonuna kadar arkasında oldular. Pek iyi pek güzel oldu doğrusu. Bu uzun turne bitip herkes dinlenmek için 2012’de kendi köşesine çekildiğinde bir kez daha olan oldu ve bu kez Black Sands Remixed Album çıktı! Simon Green 2012’de nefes almadan solo bir şekilde turnesine bu albümden esinlendiği ruhuyla devam etti. 2012 yazında Boiler Room performansı ile canlı olarak dinleyenleri bir kez daha büyüledi Simon Green. Hatta öyle bir şey yaptı ki bizim bugün bu yeni albümü beklerken (North Borders) duyduğumuz heyecanı Boiler Room setinde 2 sürpriz şarkı ile bize duyurdu. Derhal playlistler tarandı, o gece çalınanlar yoklandı, hatta bu şarkı neydi hatırlıyor musun diye oradakilere bile soruldu. Sonuç 8 ay sonra ortaya çıktığında o iki şarkının isimlerinin Sapphire ve Cirrus olduğu netleşti. Tüm bunlar olupta Cirrus netleştiği sırada devreye Cyriak girdi ve Bonobo ile birlikte anlaşarak albümden çıkacak olan ilk single olan şarkıya bu muhteşem klibi çevirdi. Klibi izlerken büyülenmemek elde değildi, tıpkı Boiler Room setinde aylar önce duyduğumuzda bile “vaaay” etkisi yaratan bu şarkı klibi ile 1 ay gibi kısa bir sürede 1,5 milyondan fazla kez izlenmişti youtube’da.

2013’ün ilk çeyreği boyunca 1 nisan tarihine odaklanmıştık ki albüm geliyor yaşasın derken prenses… Turne açıklandı ve her gün bir, hatta birden çok şehir, salon ve mekan ismi paylaşır olmuştu Bonobo Official. Nihayet ön siparişle albümü de 10 gün öncesinden biz hayranlarına sunan Ninja Tune yapmıştı yapacağını. Tracklist öğrenildi, yorumlar yapılmaya başlandı ve nihayet albüm çıkmıştı.

Evet şimdi  Black Sands’i hatırla prenses. Sonrasında şunu düşün: Bu albümü oturup dinlerken ya da sağda solda kulak misafiri olurken asla ama asla bir önceki albüm kafasıyla dinlememelisin. Simon Green önceki albümlerinde Bajka, Andreya Triana derken bu albüm ile iyice coşmuş. Grey Reverend ve Erykah Badu gibi isimlerin vurguları, şarkıya kattıkları büyü direkt olarak kendini belli ediyor. Parçalar seni alıp götürürken bana hak vereceksin sevgili prenses.
Bonobo yine o büyüsünden hiç bir şey kaybetmemiş, Antenna’yı dinlerken ben o an evet budur demiştim. 1 yıl boyunca sürecek yeni albüm turnesinde karşılaşacağız mutlaka Bonobo ile. Biz o zamana kadar albümün tadını çıkartıp bahar ve yaz mevsiminde yanımızda taşıyalım ve dinleyelim bir kez daha. Çimenlere uzanıp gökyüzünü seyredelim. Tıpkı Black Sands’ı 2010 baharında bize sunduğu gibi yine yaptı sürprizini Simon Green.

Burak Kebapçı

Yorumlar
2 Yorum to “Müziğin Milenyumdaki Dehası: Bonobo – North Borders”
  1. elif says:

    Harika! yeni albumun ciktigindan bihaberdim, saolasin Burak da keske bu yaziyi biraz daha once yazsaymissin… hemen Bonobo official sayfasina bakiverdim sen turne deyince ve gordum ki turne dahilindeki Bruksel konseri sold our olmus bile :/ neyse zordur muzik okuyucusunu mutlu etmek. sen yaz yine 🙂 biz Bonobo’yla karsilasiriz elbet bi yerlerde…

  2. Elif Teşekkürler. Aslında tam olarak Nisan’ın 2’sinde hazırlamıştım bu yazıyı ama yayımlanması biraz gecikti. Sonraki yazılar için zamanında paylaşabilmek üzere… Elbet karşılaşacağız Simon Green ile terkar bir yerlerde.

Yorum Bırakın