A. Murat Eren

İzmir’de doğdum. Ankara’da büyüdüm. İstanbul’da yaşadım. Bunları yaparken aklım hep Artvin’de idi. Şu an New Orleans’ta yaşıyorum, aklım hâlâ Artvin’de. Ben aslında hayalinde Artvin’de yaşayan Meren kişisinin rasgele hedefler peşinde koşan posasıyım. Sizi bazen çok seviyor, bazen az seviyorum (bazen kafam karışıyor, karar veremiyorum). Fakat misal Pelin isimli bir kadın vardı, ona 4 yıl boyunca platonik aşıktım. Pelin hepinizden daha güzeldi. Belki de İsveçliydi. Fakat artık yüzünü bile hatırlamıyorum. Yazık.

Kayboluşların her türlüsü çok üzüyor beni işte. Kalanlar ile az çok başa çıkabiliyorum. Yıllar ilerledikçe aidiyet hissinden ve sahiplik fikrinden daha çok korkuyorum. Sosyal konvansiyonlar ve ahlak kuralları da bana göre değil misal. Bilseniz bana hiç yakıştıramayacağınız düşüncelerim var. Fakat bir şekilde tutunuyorum. Başka tutunanlar da tanıyorum.

Bir gün sırf ne olacak diye ellerimi bıraktım. Üçüncü kattan aşağı düştüm. İmpulsif bir insanım. Quake isimli oyun yüzünden bilgisayar mühendisi olmaya, küfürlü bir ekşi sözlük girdisi yüzünden evlenmeye, nanopore ne demek bilmediğim için doktora yapmaya, kızları çok güzel oluyor diye mikrobiyal ekolojiye geçmeye karar verdim. Kimi küçük şeyler başardım. Kimi küçük şeyler üzerinde çalışıyorum. Dünyayı ele geçirip hepinizin çanına ot tıkamak ise nihai hedefim (şimdiden özür dilerim). O gün gelene kadar ise tam anlamı ile yuvarlanıp gitmeyi planlıyorum. Çünkü ölüm var. Oğuz Atay öldü. Kurt Vonnegut öldü. Richard Feynman öldü. James Nachtwey ölecek. Gerçekten çok üzgünüm. İşte bu yüzden yazıyor ve fotoğraf çekiyorum.

 

* Meren’in Prenseste yayınlanan tüm yazılarını burada görebilirsiniz.