sokrat’i oldurdum!

Antik yunanin en unlu komutani Alcibiades. Kendisi, pek kimseler bilmese de, socrates’in idamina dolayli olarak sebep olan bir komutan, bu yazi da felsefenin arkasinda donen politik olaylardan biraz bahsedeyim istedim. abinin socrates’e asik oldugu ve socrates’in ona yuz vermedigi herkesce malum zaten. (antik yunanda homoseksuellik ayri ve uzun bir konu) socrates’in ona yuz vermemesi onu begenmemesinden falan degil, ben yasli basli adamim, dunya islerinden de elimi etegimi cektim, ask isleriyle isim olmaz fikriyatindandir. bunu da alcibiades’e defalarca soyler. ama alcibiades onun en azimli ogrencisidir, socrates onu yetistirmis, basarili bir komutan olabilmesi icin gerekli olan karizmayi ve kulturu ona vermistir. genc komutan her seyini borclu oldugu bu ihtiyar filozofa hayrandir ve asiktir.

olaylar peleponnes savasi sirasinda gelisir. alcibiades konsule sicilyaya bir gemi ekspedisyonu duzenlenmesi icin bastirmaktir. bu tarihte esi benzeri gorulmemis bir saldiri olcaktir, butun yunan donanmasi sicilyaya gidecek ve oradaki sparta sumurgelerini ele gecirecektir. bu peleponnes savasi icin bir donum noktasi olabilirdi. aslinda yunanli komutanlar ve konsulun ileri gelenleri bu fikre hic sicak bakmamaktadir. tum donanmayi sicilyaya gonderirlerse, atina’nin savunmasiz kalacagini dusnuyorlardi. savas karari icin konsul toplanti yaptiginda, alcibiades tutkulu bir konusma yapar ve socrates’den ogrendigi butun retorik kabiliyetini kullanarak konsulu savas icin ikna eder. konsulde sen madem bu kadar gazsin, bu donanmanin basina da sen gec bari der. alcibiades zevkle kabul eder.

donanmanin yola cikmasindan bir iki gun once tabi ilginc seyler olur. once plato’nun sempozyum adli diyaloguna bakmak lazim. plato’nun symposium’unda atina’nin ileri gelenlerinden bir grup erkan kafa cekmekde ve ask uzerine konusmalar yapmaktadir. socrates’in konusmasini tek gecerim. socrates’imiz rahat durmaz once ondan once konusma yapan abilerin eline bi verir. sonra diotimadan ogrendigi askin tanimini vermeye girisir. burada diotima karakteri cok ilginctir. bir yandan socrates’in ben hicbir sey bilmiyorum ogretisini kollar: socrates burada da bir sey ogretmiyor sadece diotima’dan ogrendiklerini aktariyordur. ote yandan da bangir bangir ask hakkinda kendi teorisini verir. birde ustune ustluk kadindir, atina toplumunda kadinlarin konumu ve egitim seviyeleri goz onune alindiginda is iyice karisir. ama socrates abinin bir bildigi var her halde, aski bir kadindan daha iyi kim ogretebilir ki?

yapilan konusmalardan en ilginc olanlarindan biri aristophanes’in askin tarihini anlattigi konusmadir.insanlar eskiden dort kollu, dort bacakli, hermafrodit ve cok guclu yaratiklarmis. kendi kendine yetebildikleri ve cok guclu olduklari icin her turlu taskinligi yapar, tanrilari onurlandirmayi ihmal ederlermis. bir gun tanrilar buna cok sinirlenmis ve insanlari ortadan ikiye bolmus: bir taraf erkek, bir taraf kadin olmus. ikiye bolunen parcalar birbirlerine sarilip kalmasinlar mi. parcalarda hic tik yok, oyle birbirlerine sarilmis vaziyette aman birbirimizi kaybetmeyelim tadinda melun melun duruyorlar. tanrilar bakmis bu is boyle olmayacak, bunlari dunyanin farkli yerlerine dagitmislar ki biraz aksiyon olsun, millet aranip dursun. iste o gun bugundur yarim olan parcalar, tamamlanmak icin diger yarilarini ariyormus. diger yarini bulup bir butune ulasmaya da ask deniyormus.

Sempozyum’da felsefenin disinda seyler de olur tabi. Plato’nun anlatisina gore Alcibiades resmen bir ormanci tadinda dergahi basar, zil zurna sarhos olan alcibiades socrates’e olan askini herkesin onunde yineler ve yine herkesin onunde socrates’den basini alir. Ama sempozyumun ertesi sabahinda atina halkini bir supriz beklemektedir. efendim atina’da yollarin kose baslarina gezginlerin koruyucusu, sans ve bereket getiren dogurganlik tanrisi hermes’in heykelleri vardir. bu heykeller biraz bizim guney beldelerimizde turistlere sikca sattigimiz malafati dikmis bereket tanricasini hatirlatir. hermes’in erkeklik uzuvlari tum ihtisamiyla geleni geceni selamlar, onlari korur, sans getirir.

iste symposium’un ertesi sabahi atina halkini bekleyen supriz de budur: atina’daki butun hermes heykelleri vandalizmin kurbani olmus ve hadim edilmistir. ufak bir arastirma bunu yapanin kimligini aciga cikarir: alcibiades. gece ki kizginligiyla socrates’e bir mesaj vermeye calistigi asikardir. donama ertesi gun yola cikacakken komutani hapse atmak, sehir icin buyuk problem yaratacaktir. konsul gizli bir toplanti yapar ve hic bir sey olmamis gibi davranmaya karar verir. ama bu buyuk suc cezasiz kalmayacaktir: alcibiades donanmayla yola cikacak ve savasacaktir. ya savasta kendisi olur, ya da geldiginde idam edilir.

alcibiades donanmayla yola cikar, cikar cikmasina ama tam savas baslayacagi zaman da spartalilarin tarafina gecer. alcibiades de mal degil tabi, koca baskomutan ve konsulde bir suru adami var. hakkinda verilen karari ogrenmis, o da hic bir sey olmamis gibi davranmis ve son anda da canini kurtarmistir. efendim savas atina’nin donamasinin tamaminin yok olmasiyla sonlanir. donama komutansiz kalinca koordinasyonu saglayamaz ve uzun sure direnerek denizin dibini boylar. sicilya ekspedisyonundaki malubiyet peleponnes savasindaki malubiyetin basladigi pivot noktadir.

alcibiades pacayi kurtarir tabi, daha savas sirasinda affedilmis olarak geri cagrilir. savas sonrasinda da atina’ya hizmetlerde bulunur. guclu komutan, dokunmak kolay degil. lakin m.o. 404 yilinda peleponnes savasini kaybeden atina, faturayi birilerine kesecektir. m.o 399 yilinda socrates atina gencligini bozmak ve yeni tanrilar icat etmek sucundan mahkemeye cikarilir ve idam edilir. bilin bakalim bozuldugu iddaa edilen atina genclerinden en onemlisi kimdir?

NazIm

Yorum Bırakın