Otonom universiteler

Yok, yok yeni kurulmus otonom bir universite yapilanmasindan bahsetmicem, tam tersine universitelerin gecmisteki otonom yapilarindan bahsedicem. Unversite ortacag avrupasinin gunumuz gencligine nacizane hediyelerinden biri. kesin bir kurulus tarihi olmamakla berabar universiteler 12-13. yuzyillarda fransa’da paris ve italya’da bologna merkezli olarak ortaya cikmis. ortaya cikis sebebi ogrenmek atesiyle yanan ve bilgi icin gaza gelmis avrupanin farkli yerlerinden gelen bir grup kendini bilmez ogrencidir. adamlar o gazla daglar tepeler asmislardir ki azimleri takdire sayandir. bu ogrenme atesinin arkasinda 12. yy ronesansi yatmaktadir. malumunuz avrupa o devrelerde bir miktar karanlik cag yasamaktadir. 11. yuzyila kadar oyle ogretilecek cok da bi bok yoktur, klasik retorik, mantik, gramer ucundan birazcik aritmetik, iki gram astronomi, bir avuc geometri ve birazcik muzik disinda.

lakin 1100 ila 1200lu yillarda ortamlara bilgi akmis, bilgiyi elde eden da hatunu goturmus tabi. bu bilgiler bir miktar italya ve sicilya uzerinden gelse de, asil kaynak ispanyadaki arap alimleridir. neler gelmemis ki bu devirlerde aristo’nun, oklid’in, ptolemy’nin ve yunanli fizikcilerin eserleri, yeni aritmetik vs. bir suru hede hodo. avrupa boyle geometriye doymus, romen rakamlari yerine arap sayilarini kullanmaya baslayip bir cin iskencesine son vermis ve hayat daha bir kolay ve yasanilir olmus, aristo gelmis mantik, metafizik ve etik alaninda ustat splinter olmus, hukuk ve tip alaninda insanlar eski bilginlerin ogretilerine kavusmus ortam bomba olmus kisacasi. tabi “abi pariste ve bolognada kral ortam varmis, bi citir hatunlar!” i duyan bohcasini toplamis yola koyulmus, ogrenme askiyla canim valla baska bisey degil.

“universite” aslinda latince universitas kelimesinden geliyor ki anlami bir grup bir butun demek. oyle ilimle irfanla, evrenle feza ile ilgisi alakasi yok. marangozun da universitesi varmis, cilingirin de. bizim ogrenciler de bir universite olusturmuslar ama sebep cok baska. simdi bizim bu ogrenci abilerden yuzlercesi belirli sehirlere akin edip yerlesince, orada oda fiyatlari, yiyecek fiyatlari ne biliyim kerhane fiyatlari vs. bir guzel firlamis. bir ogrenci tek basina gucsuz, pazarlik sansi yok tabi. demisler biz guclerimizi birlestirip voltrani olusturalim, temsilcimizi secip adini rektor koyalim, o bizim yerimize kasaba ahalisiyle pazarlik etsin. grup olduklari zaman tehdit edebilecekleri bir sey de var en azindan: ya fiyatlari indirirsiniz, ya hep birlikte ceker gideriz, yersen. yiyen de olmus, sonucta az para almak hic para alamamaktan iyi, orada bizimkiler yerlesmis universiteler yesermis. kimisi yememis, bizimkiler de harbiden topluca baska sehre gocmusler. tabi o zaman universitenin binasi falan yok, herkes mobil, gocmek kolay.

ogrenci tayfasi kasaba ahalisinde basarili olunca gazi alip hocalara da bir suru uygulama getirmisler. ne de olsa parayi biz veriyoruz, dudugu de biz calariz demisler. bir kere oyle bizden habersiz bir yere cekip gidemezsin hoca demisler, bir doneme basladin mi gitmek yok, cok gitmen gerekti gidecegin zaman bize haber veriyorsun sonra da onu telafi ediyorsun. sonra oyle istedigin kadar ders anlatmaca yok, zil calinca baslarsin, bir sonraki zil calisindan sonra 1 dakika icinde bitirirsin, hatunlar disarda bizi bekler. sonra oyle daldan dala atlamaca da yok, kafamiz basmiyor zaten, sistematik olucan, hem derste, hem donem boyunca. ama oyle butun donemde geyikle dersi gecirmek yok, para veriyoruz bari bir seyler ogrenelim.

hocalar da zaman icinde kendi aralarinda orgutlenmeye baslamislar tabi. college denen bir orgutlenme icerisinde kimin hoca olup olamayacagini kontrol altinda tutalim demisler. yoksa her ipini koparan hoca olur bir sure sonra biz isimizi kaptiririz. bir bitirme sinavi koyalim anasini satayim demisler, ama boyle bos bos kimse de sinava girmez bir de en iyisi sertifika verelim. iste boylece ilk sertifika ortaya cikiyor, licentia docendi, yani ogretebilme sertifikasi. sonra adlari master ve doktora oluyor bu sertifikalarin, master güzel sanatlar ogretecek ogrencilere, doktora hukuk ogretecek ogrencilere veriliyor.

ilk universiteler bologna universitesi ile paris universitesi. tamamen ogrencilerin azmi ile kurulmus. tum yonetimin kontrolu de ogrencilerin elinde. hocalari parayla tutan ve ders verdirten de ogrenciler. zaman icerisinde isler bir baska hale donmus tabi. sadece tum kontrol baskalarinin eline gecmekle kalmamis, ogrenciler de ogrenme asklarini kaybetmis.

NazIm

Yorum Bırakın