Ilha das Flores/Çiçekler Adası

Bay Suzuki, bir Japon. Brezilya’nın Porto Alegre eyaletindeki bir bahçede domates topluyor. Domates: insanların çeşitli biçimlerde yemek suretiyle tükettiği bir sebze. İnsan: Komplike zekaları, duyguları ve oynak eklemleriyle diğerlerinden ayrılan bir memeli türü. Japon: Beyaz tenli, çekik gözlü, düz saçlı bir insan türü. Bay Suzuki domatesleri yemek için toplamıyor, bir markete götürülüp diğer insanlara para karşılığı satılması için topluyor. Para: Modern insanın maddeyi değiş tokuş etmesini kolaylaştıran bir araç.
Bayan Anete evleri dolaşıp şişelenmiş parfümleri parayla değiş tokuş ediyor. Parfüm: Belli çiçek ve bitki özlerinden üretilen, hoş koku veren bir modern dünya yaratımı. Bayan Anete parfümü bitki özlerinden üretmiyor. Para karşılığı laboratuarlarda üretilmiş, fabrikalarda şişelenmiş parfümleri alıyor ve ev ev gezerek bu parfümleri satın aldığı paradan daha yüksek bir fiyata satıp kar ediyor ve markete gidip Bay Suzuki’nin yetiştirip para karşılığı sattığı domatesleri ailesine yemek pişirmek için satın alabiliyor. Kar: maddenin parayla değiş tokuşu sırasında cepte kalan artı değer. Katoliklerde kar günah sayılırdı, artık herkes kar etmek için yaşadığından günah sayılmıyor. Bayan Anete ailesi için yemek pişirirken çürük olan domatesleri çöpe atıyor. Ailesini çürümüş ve yeterince iyi olmayan besinlerle beslemek istemiyor. Çöp: Birikince kendi kendini yok edemeyen, kötü koku, bakteri ve hastalık saçan artık yiyecek, ambalaj, paket. Bir milyondan fazla insanın yaşadığı Porto Alegre’de günde 500 ton çöp çıkmakta ve her evden çıkan çöpün ortada kalıp kötü koku ve hastalık yaymasını kimse istemez. Bu yüzden çöpler rahatça kötü kokabilecekleri, bakteri ve hastalık saçabilecekleri uzak yerlere, mesela Porto Alegre’de Çiçekler Adasına gönderiliyor.

Ada: Etrafı su ile sarılı kara parçası. Çiçek: Genellikle renkli ve kokulu olan, bitkilerin üreme organı. Bayan Anete’in karşılığında para kazanıp Bay Suzuki’nin yetiştirdiği domatesleri marketten almak için sattığı parfümler çiçek özlerinden üretilir. Çiçekler adasında çok az çiçek ama çok fazla çöp vardır. Tıpkı Bayan Anate’in ailesine yemek pişirmek için kullanmadığı çürük domates gibi. Bu domates Bayan Anete’in ailesini beslemek için çok iyi olmasa da bir domuzu beslemek için harikadır. Domuz: bir memeli; insandan farklı olarak gelişmiş bir zekası ve oynak eklemleri yoktur. Bu yüzden Çiçekler Adası’ndaki domuzların bir sahibi var. Kıvrak zekalı ve oynak eklemli bir insan. Bu sahip domuzları beslemek için para karşılığında, adadan bir arazi satın alır. Arazi: Etrafı çitlerle çevirili, dışarıdan kimselerin izinsiz giremediği özel mülk. Kendisi için çalışan işçiler, domuzları beslemek için adaya getirilmiş organik atıkları bu arazide toplar. Domuzların yiyemediği diğer atıklar ise adadaki diğer insanları beslemek için kullanılır.
Böylece Bay Suzuki’nin Porto Alegre’de toplayıp para karşılığında markete gönderdiği domates, marketin karı için Bayan Anete tarafından, çiçek özlerinden üretilmiş parfümleri satarak kazandığı parayla, satın alınıyor ve ailesi için pişirdiği yemekte çürük olduğu için kullanılmadığından diğer çöplerle birlikte Çiçekler Adası’na gönderiliyor; kıvrak zekalı ve oynak eklemli sahibi olan bir domuz tarafından yeniyor. Adanın diğer sakinleri ise kalan çöplerle beslenmek zorunda kalıyor.
-Ilha das Flores: Brezilya’dan, 1989 yapımı harika bir kısa film. Mutlaka youtube’e tünel kazınız, izleyiniz ve izletiniz. Türkçe altyazılı olanı da varmış, ben bulamadım ama bulan olursa yorum olarak paylaşsın.

Elif
Yorumlar
2 Yorum to “Ilha das Flores/Çiçekler Adası”
  1. Nazim Keven says:

    eline saglik genc…okurken videodan haberdar olmadigimdan, koynumuzda hemingway beslemisiz de haberimiz yokmus be diye hayiflaniyordum. Videoyu izleyince rahatladim neyse ki 🙂 Videonun guzelligin yani sira, yazi stili harbi cok guzel olmus. Bayildim. Ahanda buraya yaziyorum, ben bu stili taklit edicem baska bir yazi da. Demedi deme 🙂

  2. Elif Gündüzyeli says:

    ben de filmdeki anlatıma hasta olduğum için onu taklit ettim. copyleft, herkese açık diyorum. taklit, esinlenme her türlü….

Yorum Bırakın