Kültür Jamming ve Aikido

Kültür jamming temel olarak kültür yayınına parazit yapmak anlamına geliyor. Evet evet, bizim kültürümüze. yani, bizim sandığımız kültüre. aslında, bize dayatılan kültüre. Ve hatta, bize satılan kültüre. taşlama. Kültüre. tıkama. Kültürü. sıkıştırma. Kültürde. bozma. Kültürü. Jam. Kültür Jam. Değiştirmek için. Dönüştürmek için. Dalga geçmek için. Eğlenmek için. Ne dersen de. Nasıl algılarsan algıla. Istersen görme bile. Umursama. Yine de aktivistler yapar. Grafikerler yapar. Yazarlar yapar. Sokaktan geçen adam yapar. Ali yapar Veli yapar. Bakkal amca kızar. Sonra polisler kızar. Şirketler kızar. Devletler şaşırır. Planlayanı yoktur. Ideolojisi yoktur. Hedefi yoktur. Zaferi veya malubiyeti yoktur. Tüketilmez. Tüketenleri de sevmez. Kulaktan kulağa fısıldanır. Internette gezer. Duvarlara spreylenir. Billboardlara boyanır. Stickerlarla sağa sola yapıştırılır. Çoğaltılabildiği kadar çoğaltılır. Gelen geçen parmakla gösterir. Sever. Anlamaz. Güler. Geçer. Kültür Jam. Bana ordan kültürü uzatır mısın canım kardeşim? Jamlısından olsun lütfen.


Kültür jamming’in yaygınlaşmasının 90ların başına takabül etmesi rastlantı değil. Sanayi devrimi, teknolojik gelişmeler, dünya savaşları, büyük buhran derken 20yy’lın başları insanları meşgul edecek yeterince mataryelle dolu idi. 68 kuşağı, kendisi ile geçmişi arasında devrimci bir çizgi çekip, savaşma seviş derken, fark etmeden de tüm toplumsal değerleri de temizliyordu aslında. 68 kuşağı birçok açıdan özgürlükçü olmaları nedeniyle çok övülür de, toplumsal değerleri temizlersen geriye ne kalır o pek düşünülmez. 80’ler sonrasının bize gösterdiği bir şey var: Bireysel zevklerden başka bir şey kalmaz. O özgürlükçü şöylemin arkasındaki ideolojiyi aradan çıkardığında ve onun yerine şirketleri koyduğunda, bireysel değerlerin yüceltildiği koca bir tüketim toplumundan başka bir şey kalmadı insanlara . Senin emeğin, senin paran, özgürce dilediğin gibi harca. Ne ailenin, ne devletin sana nasıl harcaman gerektiğini söylemesine izin verme. Sen özgürsün. Özgür. Kendin ol. nike ile, levi’s ile, adidas ile. Kendini tanımla. nike ile, levi’s ile, adidas ile. Kendini yarat. nike ile, levi’s ile, adidas ile. Özgürsün sen. Özgür.


Reklamlar giderek artan miktarda hayatımızda yer almaya başladı. Logolarlar, markalar, kimlikler. Satılan kimlikler. Alınan kimlikler. Alındığı sanılan kimlikler. Traş köpüğü ile kendimizi daha erkeksi hissedip, kullandığımız rujla seksi olduk, şampuanla herkes peşimizden koştu, eşofmanla atletik, ayakkabı ile sportif, pijamayla mistik, elbise ile kadın, araba ile erkek, kot pantolanla cool olduk. Susadığımızda su yerine gazoza uzandık. Aldığımız teyple müzisyen, aldığımız bilgisayar ile tasarımcı, içtiğimiz sigara ile adam olduk, olduğumuzu sandık, markalandık.


Bir saniye: Ben gözlüklü sivilceli kambur birisiyim ama! Kültür jammerlerin vermeye çalıştığı mesaj belki de bu. Bir saniye, ben normal birisiyim, bana kimlik satma, insanlara kimlik satma, satıcaksan sadece ürününü sat. Kandırma beni. Sporcu olmak o kadar kolay değil, yıllarca çalışmak lazım. Kandırma beni. Artist olmak o kadar kolay değil, yetenekli olmak çalışmak gerekir. Kandırma beni. Bilgili olmak o kadar kolay değil, yıllarca okumak öğrenmek gerekir. Kandırma beni. Bunlar parayla alinabilcek şeyler değil, keşke olsaydı. Kadın veya erkek dediğin o kadar hatları keskin çizilebilecek şeyler değil. Yönlendirme beni. Rujum için benle çıkan adamı ne yapayım. Yönlendirme beni. Arabam için benle olan kadını ne yapayım. Yönlendirme beni. Beni ben olduğum için sevin, hep birlikte bir halisunasyonu yaşamayalım. Bir saniye lütfen, şirketler çıkın aradan, şirketler çıkın hayatımdan ve insan ilişkilerimden!


Ürünlerini insanlara bir hayalle birlikte satarak büyük karlara dönüştüren şirketlerin tabi aradan çıkmaya pek niyeti yok. Şirketler reklamlara her yıl milyonlarca dolar harcıyor. Bu parayı cebe indiren reklamcılar ise insanlara hayal satmanın daha etkili yöntemleri üzerine sürekli çalışıyor, grafikerler renklerle oynuyor, psikologlar insan beyninin çalışma yöntemlerini öğreniyor, yaratıcı yazarlar yeni yeni akılda kalıcı sloganlar yaratıyor, logolar tasarlanıyor, sporcular sponsorlanıyor, reklam filmleri çekiliyor, afişler hazırlanıyor, kampanyalar düzenleniyor ve bombalanıyoruz. Nike ile, Levi’s ile, Adidas ile. Bombalanıyoruz. Ipod ile, Mercedes ile, Coca Cola ile. Bombalanıyoruz. McDonalds ile, Sony ile, Shell ile. Bombalanıyoruz. Bilboardlardan, televizyondan, gazeteden, internetten bombalanıyoruz. Hergün istemeden reklamlara maruz kalıyoruz. Binlerce reklamla bombalayarak zihinlerimizi işgal ediyorlar.

Aikido, karşıdakinin momentumunun doğru yerine doğru zamanda müdehale ederek, ortadaki enerjiyi dönüştürüp, aradaki çatışmayı çözümleyen bir uzak doğu dövüş sanatıdır. karşı taraf ne kadar güçlü saldırırsa o kadar kontrolsüz olacağından, enerjisi de o kadar kolay dönüştürülür. Kültür jamming, bunun şirketlerin miyonlarca dolarlık reklam kampanyalarına yapılan halıdır. Ki sizinle olsun.

Yorum Bırakın