Vancouver Kritik Kitle Bisiklet Turu

Bir ay kadar önce Kıvılcım Madrid’de katıldığı kritik kitle bisiklet turunu aktarmıştı bize, geçen cuma da ben Vancouver’dakine katıldım. Oda arkadaşım Trey ile birlikte çektiğimiz fotoğraflardan bir video klip hazırladık, keyifle izleyesiniz, eş dostla paylaşasınız.

Videoda gördüğünüz köprüdeki görüntülerin benzerinin bir gün Boğaziçi Köprüsü’nde de yaşanması dileği ile Vancouver’dan herkese arabasız bol bisikletli günler!

NazIm

Yorumlar
5 Yorum to “Vancouver Kritik Kitle Bisiklet Turu”
  1. Düygü the Biyolokum says:

    Muhteşem. New Orleans'ın Mississippi Nehri Köprüsü'nden de geçilse böyle ne harika olur.

    http://www.murdoconline.net/wp-content/uploads/2009/03/new-orleans-lpd-18.jpg

    Benim daha önce bulunduğum okulda her kattaki tuvaletlerde bir de duş vardı. Bazen okula bisikletle gidiyordum ve 45 dakika sürüyordu. Okulda duş alabildiğim için terledim, koktum derdi olmuyordu özellikle çok sıcak yaz günlerinde.

    Böyle bir sistemin oturtulması aslında hiç zor değil. Bütün yapılması gereken, insanları bisikletle işe/okula gitmekten alıkoyan bu tip ufak tefek huzursuzlukları ortadan kaldırmak aslında.

    Nazım, senin benim blogdaki tartışmada da bahsettiğin gibi, sabah bisiklete binerek okula/işe gitmek hem ayrıca spor yapmaya vakit harcamayı gerektirmiyor, hem gidip "gym"lerde yiyeceklerden aldığın enerjiyi boşa harcamıyorsun.

    İnsanların spor yapmak adına harcadıkları enerjiyi aslında işe yarar bir şeylere kullanabilmeleri ne güzel olurdu 🙂

  2. Nazim Keven says:

    Evet, ufak tefek de olsa bisiklet alt yapisi, bisiklet kullanimini yayginlastirmak icin cok onemli. Dusun yanina bisiklet yollari, guvenli bisiklet kilitleme alanlari da cok onemli. Guvenli bisiklet yollarinin olmamasi bir cok insani bisiklet surmekten alikoyuyor aslinda, trafige cikip arabalarla yan yana surmek herkesin harci degil ve egzoz dumani altinda neden surelim ki. Zaten bisiklet mucadelesinin ilk adimi sanirim alt yapinin kurulmasini saglamak.

    Doga sporlarinda genel olarak terle mucadelenin ilk kurali terlememektir 🙂 Cok sicak yaz gunlerinde fayda etmez ama, genelde gunumuzde giyim teknolojisi inanilmaz gelisti, soyle bir doga sporlari malzemeleri satan bir dukkana gidersen, soluyabilen t-shirtler, micro-polarlar, yagmurluklar her turlu teri disari atan ve bulundugu katmana gore yagmura-ruzgara direncli kiyafetler var. Bisiklet icin yapilmis ozel kiyafetler de var, ve hatta ise-okula bisikletle giden insanlar(commuter) icin hazirlanmis kiyafetlerde var. Temel olarak pamuklu kiyafetlerden uzak durmak gerekiyor, ic katmanlarda polyesterler cozum. Mevsimine gore cok katmanli (t-shirt-polar-yagmurluk veya gore-tex ceket) giyerek, terlemeye basladigin anda hic usenmeden durup katmanlardan birini cikararak terlemeyi baya onleyebiliyorsun. Cogu yagmurlugun koltuk alti fermuarlari var, onlari acarak icerde hava surkulasyonu saglamak da cok faydali oluyor. Bisiklette giderken zaten hareket halinde oldugundan genelde bir ince ic katman, bir ruzgar kesen ince bi dis katman yeterli oluyor cogu zaman (kisin biraz daha kiyafet gerekiyor) O gun giyecegin kiyafetleri cantana atiyorsun, ve okula vardiginda ustunu degistirip normal bir insan oluyorsun. Bu arada duzenli bisiklet surenler icin arkaya bir adet bisiklet cantasi almakda da buyuk fayda var, sirtinda tasidigin canta hem rahat olmuyor hem de terlemeye neden oluyor. Butun bunlar ilk basta biraz para tutsa da, bir arabanin iki aylik benzin ve bakim masrafini gecmez. isin guzel yani bir de bu malzemeler cok dayanikli olduklarindan yillarca kullanabiliyorsun.

    Butun bunlar teknik cozumler, bir de avrupai bir cozum var, tek vitesli bir bisiklet al yavas bi tempoda git terleme 🙂 Danimarka ve Amsterdamda insanlar gunluk kiyafetleri ile bu sekilde takiliyorlar.

  3. Düygü the Biyolokum says:

    Bu harika öneriler için pek teşekkür ederim. Araştıracağım bu kıyafet teknolojisini.

    Ben şu anda okul yakın olduğu için zaten bisikletle gidip geliyorum ve çok korkunç terlemeden okula varıyorum. Fakat, aklımda sürekli uzun yolları bisikletle gitme hayali olduğundan kelli, her halükarda bu kıyafetlerden edinmem şahane olur sanıyorum.

  4. Ayşem Mert says:

    neden araba degil de bisiklet? http://www.ranprieur.com/readings/illichcars.html

  5. Nazim Keven says:

    Ivan Illich'in bu super yazisini paylastigin icin cok tesekkurler Aysem, bayildim yaziya. Usengecler icin yazinin bisikletlerle ilgili can alici bolumunden bir iki quotation yapayim buraya:

    "Man on a bicycle can go three or four times faster than the pedestrian, but uses five times less energy in the process. He carries one gram of his weight over a kilometer of flat road at an expense of only 0.15 calories. The bicycle is the perfect transducer to match man's metabolic energy to the impedance of locomotion. Equipped with this tool, man outstrips the efficiency of not only all machines but all other animals as well.

    The ball-bearing signaled a true crisis, a true political choice. It created an option between more freedom in equity and more speed. The bearing is an equally fundamental ingredient of two new types of locomotion, respectively symbolized by the bicycle and the car. The bicycle lifted man's auto-mobility into a new order, beyond which progress is theoretically not possible. In contrast, the accelerating individual capsule enabled societies to engage in a ritual of progressively paralyzing speed.

    Bicycles are not only thermodynamically efficient, they are also cheap. With his much lower salary, the Chinese acquires his durable bicycle in a fraction of the working hours an American devotes to the purchase of his obsolescent car. The cost of public utilities needed to facilitate bicycle traffic versus the price of an infrastructure tailored to high speeds is proportionately even less than the price differential of the vehicles used in the two systems. In the bicycle system, engineered roads are necessary only at certain points of dense traffic, and people who live far from the surfaced path are not thereby automatically isolated as they would be if they depended on cars or trains. The bicycle has extended man's radius without shunting him onto roads he cannot walk. Where he cannot ride his bike, he can usually push it.

    The bicycle also uses little space. Eighteen bikes can be parked in the place of one car, thirty of them can move along in the space devoured by a single automobile. It takes three lanes of a given size to move 40,000 people across a bridge in one hour by using automated trains, four to move them on buses, twelve to move them in their cars, and only two lanes for them to pedal across on bicycles. Of all these vehicles, only the bicycle really allows people to go from door to door without walking. The cyclist can reach new destinations of his choice without his tool creating new locations from which he is barred.

    Bicycles let people move with greater speed without taking up significant amounts of scarce space, energy, or time. They can spend fewer hours on each mile and still travel more miles in a year. They can get the benefit of technological breakthroughs without putting undue claims on the schedules, energy, or space of others. They become masters of their own movements without blocking those of their fellows. Their new tool creates only those demands which it can also satisfy. Every increase in motorized speed creates new demands on space and time. The use of the bicycle is self-limiting. It allows people to create a new relationship between their life-space and their life-time, between their territory and the pulse of their being, without destroying their inherited balance. The advantages of modern self-powered traffic are obvious, and ignored. That better traffic runs faster is asserted, but never proved. Before they ask people to pay for it, those who propose acceleration should try to display the evidence for their claim."

Yorum Bırakın