Bulanık Sular ve Zıpçıktı

Bulanık sularda yüzmeye, eriyen buzullara, dolu fırtınasının telef ettiği bitkilere, beyazlayıp ölen mercanlara alışmak elbette zor. Ama bir yerlerde hayatta kalmak için çabalayan Zıpçıktı çiçekleri açtığı sürece, görmezden gelerek hissizleşmek çok daha zor. Akçay buz gibi soğuk suyuyla bilinir. Alışık olmayan için, Ağustos’un en sıcak gününde bile denize hızlıca girebilmek zordur. Yani zordu. Daha yürüyemezken denizine girdiğim,... Devam...

Bombalı Köyün Kavalcısı: Sarajevo String Quartet

İqbal Masih‘le başladığım ”kahramanlarınızı dikkatli seçiniz” yazısı aslında bir seri olacaktı ama ben ve istikrar… Olmuyor. Nitekim yazının üzerinden hayli zaman geçti. Bu arada kahramanlar üzerine bol bol düşünme fırsatım oldu. Malum memleket ve gezegen son zamanlarda kahraman dolu. Her taraftan bir Köroğlu çıkıyor. Köşeyi dönüyorsun “Kiziroğluu Mustafa beeey bir beyin oğlu”, ordan düz devam ediyorsun “Tekbiiir... Devam...

Aman doktor, Canım doktor: August Bier

Ağrı eşiğinizi nerede unuttunuz? “Dünyayı gördüğümüz bakış açısında bazı acayiplikler var. Bir yer çekimi kuyusunun dibinde, nükleer bir ateş topundan 145 milyon kilometre ötede, gazla kaplı bir gezegenin yüzeyinde yaşadığımız ve bunun normal olduğunu düşündüğümüz gerçeği, bakış açımızın ne kadar çarpık olduğunun açık bir göstergesidir, fakat entelektüel tarih boyunca yanlış anlamalarımızın bir kısmını yavaşça düzeltmek... Devam...

#1o5: Bir buçuk atmadığımız bir dünya mümkün mü?

İki haftadır Paris’teyim Prenses, 21. İklim Değişikliği Taraflar Konferansı -nam-ı diğer COP21- için. Sana bu mektubu yazarken 2020 yılı itibariyle yürürlüğe girecek Paris anlaşması son haline getiriliyor, iklim krizini önlemek için taahhütte bulunmuş 190 küsur ülkenin diplomatları tarafından. Yorgunum, uykusuzum, açım da… Umutlu muyum? Umut züğürdün ekmeği, yani evet umutluyum AMA yarın çıkacak anlaşma metninin dünyayı değiştireceğinden... Devam...

var olamamanın inanılmaz hafifliği

Bir maden patlamasında yok olmuş olmasalardı, maden işçilerinin varlığı üzerine düşünülüyor, konuşuluyor olunmayacaktı Prenses, ta ki bir başka nedenle kaybolmalarına kadar… Şimdi de, ortadan yok olmalarının üstüne, varlıklarını yeni fark eden senin benim gibi pekçok insan vicdan azabı çekerek ne yapacaklarını şaşırmış haldeler. Gündem saptırmakta, algı karıştırmakta, söylem kaydırmakta üstüne olmayan Türk politika yapma usul(süzlüğ)ü... Devam...

Bu bir intergalaktik direniş

Ne garip bir yıl oldu yahu! Yani iki Mayıs sonu arasında geçen bir yıldan bahsediyorum. Önce Mayıs sonunda koca bir ülkenin tarihinde hiç olmamış bir sivil itaatsizlik eylemi başlamış, bu eylem çeşitli biçimlerde tüm hızıyla 3-4 ay devam etmiş, ardından da yazın bitimiyle beraber koskocaman bir karanlığa gömülmüş gibi olmuşuz. Bu bir yıl önce başlayan o tarihi direnişi anma ile ilgili bir yazı olduğundan öyle büyük bir sivil itaatsizlik... Devam...

nefes, petrol ve dinozor

Bir garip zamanlardan geçiyoruz prenses. Bir taraftan saçmalıkların diz boyunu geçtiği, akla sığmaz cümlelerin açıklama olarak kabul edildiği bir kaos bir taraftan kutu içinde kutu, çark içinde çark, sessizce süre giden koca bir sistem. Üst üste inşa edilmiş yapılar, birbirlerini besleyerek yollarına devam ediyorlar. Bazen biri, bazen diğeri can sıkıcı oluyor. Var gücümüzle başlıyoruz düzeltmeye. Bazen çarka çomak sokup, söküp atıyoruz yerinden,... Devam...

Panik yapma, organize ol

Gezideki 50 kişiye milyonlarcası eklenmiş, İstanbul gaz altında, çelik kuvvet bastıracakmış, yok lan çevik kuvvetmiş o, başbakan açıklama yapmış, hülya avşar mı oradaki, necati şaşmaz kimdi lan çılgın bediş miydi, everyday chapulling, avrupa parlamentosundan açıklama gelmiş, hareketin temsilcileri kimmiş ya, bu hareketin arkasında dünyayı ele geçirmeye çalışan amerikalı uzaylılar var, yok yok Fethullah’ın işi, bence kesin Kürtler,... Devam...

Bir Spor Dalı Olarak Post Travmatik Stres

Sevgili Prenses, Kızgın kumlardan serin sulara sekerek geçirdiğim son bir yılın ardından seni ne kadar ihmal ettiğimi fark edip yolculuğuma seni de dahil etmek boynumun borcu oldu. Hindistan-Uganda-Türkiye-İngiltere hattından sıyrılıp soluğu Güney Sudan’da almadan önce tebdil-i mekanın ruhun gıdası mı yoksa çilesi mi olduğu sorusuna cevaplar aramak isterim izninle. Eyleyen insanın bir rahatsızlığı olduğu kanaatindeyim bu aralar. Yazan, çizen,... Devam...

Gorilden al öğüdü

İlk çağ, orta çağ, yeni çağ, yakın çağ, bezmiş çağ… dön başa… İtiraf ediyorum, İsmael ilk olarak yaklaşık on bir, on iki yıl kadar önce hayatıma girdi. Kendisiyle on günlük bir kaçamak yaşadık ve sonra izini kaybettim. Ne ben onu aradım, ne de o beni… Derken bu yılın ilk günlerinde o beni buldu ikinci el bir kitap dükkanında. Efenim İsmael, Daniel Quinn’in 1992 yılında yayımlanan aynı isimli kitabının baş karakteri,... Devam...

Oyunlar ve Oyuncular

Selam Prenses, Oyunu ve oyuncuyu kutlama zamanı. Dört mart oyun severler tarafından kutlanan bir gün. Dünya Oyun Yöneticisi (Game Master – GM) günü. Sakın Dünya Oyuncu Günü ne zaman diye sorma, her gün oyun ve oyuncu günüdür. Ama özellikle rol yapma oyunlarında (Role Playing Games – RPG) birinin oyunu yönetmesi gerekir. İşte dört mart onların günü. Neden özellikle o gün dersen, İngilizcedeki bir kelime oyunu yüzünden. Dört mart İngilizcede... Devam...

Rothko Şapelinin Renkleri

Gerçekte olanları hiçbir zaman tam olarak bilemeyeceğiz. Rothko Şapelin yapıldığı 6 yıl boyunca sanatçı Mark Rothko ne tür şeytanlarla savaştı bilinemez, fakat Rothko Chapel kapılarını tüm dünyaya açmadan bir yıl önce 25 Şubat 1970te Şapelin hikayesi sonsuza kadar değişti… Mark Rothko’nun asistanı onu mutfakta lavabonun yanında yerde yüzükoyun yatarken buldu. Büyük bir jiletle her iki kolunuda dik bir açıyla kesmişti. Daha sonra otopsi... Devam...

Evet et yemiyorum; hayır kışın da aç değilim

Yemek yapmak, diğer tüm sanatların anası olan bir performans sanatıdır; yemek ise insanoğluna atalarından kalma heykel…                                                                                                                                                                                                          -Peter Kubelka, Viyana’lı film yapımcısı   İsterdim... Devam...

Teknede Yaşam

Uzunca bir zamandır prensesimizin baş yardakçısı Nazım kardeşimizin ısrarlarıyla teknede yaşam üzerine birşeyler karalamaya çalışıyorum. Ben diyorum ‘Prenses anlamaz bu işten. adı üzerinde prenses işte. O steril ortamlara alışkındır. Şimdi tekneydi, tamirdi, doğaydı derken karıştırmayalım kafasını. Otursun sarayında. O öyle zora falan gelemez. O en iyisi önce bi tekne alır sonra kaptanı, gemicisi, aşçısı, makyajcısı’ dediysem... Devam...

[Cadı Kazanı] İqbal’in Gözleri…

Ne yazık ki çalıştığım yerin sahibi, çocukları köle gibi çalıştırmalarını Amerika’nın istediğini söylemişti bize.  Amerikalılar’ın bizim ürettiğimiz halı, kilim ve havluları ucuza almak istediğini söylemişti. Ve köle işçiliğin sürmesini istediklerini. Sizden, çocukların köle olarak çalıştırılmasına son vermenizi istiyorum, çünkü çocuklar kalem kullanmalı, işçilerin kullandığı aletleri değil. – İqbal Masih İqbal’in... Devam...