Pınar Selek’in Son Klibi

Pınar Selek’in son klibini gördünüz mü? Manken mi ki? İsmini hep duyuyorum daha izleyemedim… Böyle bir insan yaşıyor bu ülkede. Pınar Selek… Kim ki? Adını her duyduğumda bunun yine kötü bir haber olduğunu bilerek anlık karın kasılmalarıyla ilgisiz kalmaya çalışıyorum. Beceremiyorum. Pınar Selek bir magazin figürü değil. Manken olacaksa da bu ülkedeki hukuk katliamının en iyi teşhircisi olurdu herhalde. Ona biçilen kıyafet... Devam...

İstanbul için eylem vakti

  Temmuz 2010, Artvin'de HES'lere karsi protesto yuruyu Merhaba Prenses, İstanbul Türkiye’nin her yerinden, her çeşit insana güzel görünüyor sanki. Ne dersin? Geçen sene ben de İzmir’den, üniversite sınavına hazırlanan biri olarak bakıyordum bu şehre. Onlarca İstanbul görüyordum daha 4 ay öncesine kadar. Artık İstanbul’da yaşayan biri olarak, bu İstanbulların birinden söz etmek istiyorum sana, eylemler şehri olanından. ... Devam...

Julian Assange’a Mektup

Efendi adam böyle yapmaz ama efendiliği ilk karşı taraf kaybetti. Saolasın Photoshop -) Hey Prenses, Burada çok acayip şeyler oluyor. Burada dediğim Türkiye’de ve dünyada. Tarihte daha önce böyle birşey oldu mu bilemiyorum ama şu aralar olanlar, bildiğimiz ama bir şekilde ispat edemediğimiz, hissettiğimiz ama hissetiremediğmiz bazı şeylerin ete, kemiğe bürünmesi gibi. Olayın başrol oyuncusuna kendi bakış açıma göre bir mektup yazdım. Daha... Devam...

Julian Assange: Modern Zamane Robin Hood’u

Julian Assange’a başlamadan önce annesine değinmek lazım. (küfredecekmiş gibi girdim lan) gerçek ismini bilmediğimiz bu kadın, resmi eğitimin çocuklara otoriteye biat etme gibi sağlıksız bir alışkanlık kazandırdığına ve çocukların öğrenme yeteneklerini körelttiğine inanıyor. gezici tiyatro işinde olduğu için çok fazla geziyor. julian’ın tabiriyle ailesel bir lokomotif bu; henüz daha 14 yaşına gelmeden 37 kez seyahat etmesine neden... Devam...

Poliamoria bir nedir?

Memleket ve dünya gündemi sinir bozucu bir ton haberle doluyken, Sevgili Prenses, haftasonun renklensin diye seni yeni bir sosyal (ve “poli”tik?!) hareket olan Poliamoria’yla tanıştımak istedim. Poliamor: Poli yani “çok” ve amor yani “aşk” kelimelerinin birlesiminden oluşmus bir kavram. Sanırım bu açıklama sana biraz fikir vermiştir. Evet, çok aşklılık hareketi, yani Poliamoria. Aklımda uzun süredir dolanıp duran,... Devam...

Yerel Grup Eylemine Giriş

Yerel. Türk Dil Kurumu sözlüğünden kelime anlamı: 1- Yöresel. 2- Gözlem yerine veya gözlemcinin bulunduğu yere göre tanımlanan. 3- Lokal. Grup. Türk Dil Kurumu sözlüğünden kelime anlamı: 1- Ortak özellikleri olan varlıklar, nesneler bütünü. 2- Görüşleri, çıkarları bir olan kimseler bütünü, ekip. Şimdi grup kelimesinin birinci anlamını al, yerel kelimesinin ikinci anlamına yerleştir. O zaman şöyle diyebilir miyiz? Yerel Grup: Ortak özellikleri... Devam...

Sansürden daha kötü bir şey…

Prenses, Türkiye’de sansür aldı başını gidiyor biliyorsun. Yasaklı site sayısı 6000’in üzerinde, Youtube iki yıldır yasaklı. Önce Emniyet Müdürlüğüne sonra da Diyanet İşleri Başkanlığına içerik denetleme yetkisi verildi. Gelişmelerin kısa bir özetini şurada okuyabilirsin. Bu trend devam ederse yakında bütün bakanlıklara, valiliklere, belediye başkanlarına, muhtarlara vs. bilimum erk sahibi kurum ve kişiye insanların neleri okuyup... Devam...

katıksız barış üzerine

İsrail’in, kendilerine ‘barış eylemcileri’ diyen bir yardım filosundaki gemileri; – askeri yöntemler kullanarak basması ve sonucunda el koyması, – bir çok kişiyi yaralaması, – hatta öldürmesi, – bu eylemini kendi sularından çok uzakta uluslararası sularda yapıyor olması, kabul edilebilir bir durum olamaz. Sadece İsrail’in kendisini haklı gördüğü bu durum ile ilgili olarak sanıyorum bu yazıyı okuyan herkesin... Devam...

Unabomber: Modernite ve İlkel Yaşam

Theodore John Kaczynski, ya da popüler adıyla Unabomber. Chicago doğumlu dahi matematikci. 16 Yaşında Harvard’da lisans okumaya başladı, doktorasını Michigan Üniversitesinde Matematik alanında tamamladı ve 25 yaşında Berkeley’de assistan profosör oldu. Ama iki yıl sonra istifa edip Montana’da herkesden ve herşeyden uzakta, kendi yaptığı klübesinde elektrik veya su tesisatı dahi olmadan 25 yıl tek başına topladıkları ve yetiştirdikleri... Devam...

Dikkat! Memlekette atom bombası var!

Burnumuzun dibinde 90 tane nükleer silahla yaşıyoruz desem ne derdin prenses? Evet, İncirlik Amerikan askeri üssünde tam 90 tane nükleer silah var biliyor muydun? İncirlik Üssü bulundurduğu bu silahlarla Avrupa’da en fazla nükleer silah bulunduran Amerikan üssü olarak da tarihe geçti. ABD, Britanya’daki Lakenheath Üssü’nde bulundurduğu 110 adet B61 nükleer silahını geri çekince, İncirlik bir numaralı nükleer depo oldu. ABD yönetimi, yoğun protestolar... Devam...

Olmadı bir daha çağıralım bakalım…

Artık ne yapacabileceğim konusunda en ufak bir fikrim bile yok. Belki bu yazının sonuna doğru bir formül bulabilirim. Bir yolum vardı gidiyordum, bozuldu… Tam bu bozukluğun esasında hayatıma renk ve heyecan kattığını gördüm ve kabullendim, şimdi kendimi eskisinden daha bozuk bir yolda bulmuş durumdayım. Durumumda olan belki yüzbinlerce insan var şu Anadolu dediğim topraklarda. Hepsinin de durumu benden daha iyi veya kötü olabilir ama herkesin derdi... Devam...

Kara Ayı Fırını

Yaşadığım ekolojik köyün ekmekleri Black Bear (Kara Ayı) adlı çalışanların sahibi olduğu ve işlettiği bir fırından geldiğini söylemiştim, ne zamandır bu fırınla ilgili yazıcam diyordum kısmet bugüneymis. Geçen cuma günü fotoğraf makinemi kapıp bu fırını ziyarete gittim, hem biraz fotoğraf çekeyim hem de bu fırın nasıl çalışır, ne üretir, ne yapar ne eder bir öğreneyim diye. Şimdi bu abiler kendilerini anarşist diye tanımlıyor,... Devam...

aranıyor!

Evet, nükleer silahların sırf Amerika’ya yaranmak için memlekette tutulmasına karşı bir şeyler söyleyecek birileri acilen ARANIYOR. Ne? Hangi nükleer silahlar Devam…  Read More

TEKEL İşçileri ve Direniş

Bu seferki konuk fotoğrafçım Evren Özesen, konu ise TEKEL İşçileri ve Direniş. TEKEL işçilerinin, bu yazının kaleme alındığı tarih itibarı ile 61. gününü doldurmakta olan eylemlerine ışık tutmaya çalışmak, bu hadiseyi görmezden gelmeyip daha geniş bir kitleye ulaştırmaya çalışmak temel bir sorumluluk gibi. Bununla beraber Evren Özesen’in fotoğrafları eşliğinde bu konuyu ele almaya karar verdiğimde bu fotoğrafların altını hak ettikleri... Devam...

Ben eylemin doğrudanını severim…

Sevgili prenses, Hiç durgun bir suya taş atıp dalgaları seyrettin mi? Attığın taş minicik bir çakıl parşası da olsa dalgalar tek bir noktadan başlayıp genişleyerek yollarına devam ederler. Kıyıya ulaşıncaya kadar… Sonra o çakıl gözden kaybolsa da yitip gitmemiştir aslında. Suyun dibinde bir yer tutmaktadır artık. Üstelik aynı çakılı karlı bir yamaçtan salıverirsen, ne olduğunu anlamadan kocaman bir çığa dönüşür, saraylarının üzerine... Devam...